9 Haziran 2008 Pazartesi

Kazık Kalemdir, Mürekkepse Kan




İnsan kazık yemeden yazamıyor. Yazdığı zamanda böyle oluyor işte. Göstereyim mi?


Bir insan aşıkken yazamaz.Ne kadar sevdiğini kelimelere dökemez, yapamaz bunu. Yapmayı denese de beğenmez, yırtar atar. İnsan mutluyken yazamaz. Çünkü insanlara anlatır, eğlenir.Eğlenmek varken, yazmak niye? İnsan memnunkende yazamaz. Bir şeylere karşı koymak istemez, hataları anlatmak istemez, sorunları çözmeyi de öyle...


İnsan, kafası bulanıkken yazar. Kafatasını yarıp, beynini dökemeyeceği için kaleme sarılır. Ayrıldığında suskundur, konuşup olayı daha da büyütmemek için ya da yarayı daha da derinleştirmeyi istemez. Yazar onun yerine, eğer yazabiliyorsa.Yazmıyorsa kafatası mevzusuna doğru uzar olay...


Birini çağırmak için mektup yazar. Bir sorunu çözmek için dilekçe, işe alınmak için başvuru falan. Öyle işte...

Neyse, lafı uzatmayalım. Memnunum ve mutluyum. Sorunlarım var ama çok küçük. Yazmaya değmeyenlerinden hani. Mürekkep parası etmeyecek olanlardan...

Teşekkürler...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bu bloğu yazdığına göre, ki bayağı güzel yazıyorsun - söylesene senin de kafan bulanık mı? veya belki sen de bir kazık yedin? Hyaır ben son bir yıldır sürekli yazıyorumda, düşündüm haklısın genel olarak bulutlu bir haldeyim...

Calengil dedi ki...

Yorum için teşekkürler. ;) Hayatta herkes kazık yer.Bunun için ekstra birşeyler yapmaya gerek yok ya da birşeyler yazayım diye kazık yemekte olmaz. İnsanın içinden geliyor işte...

Eskiden kafam bozuk olduğu için yazardım.Şimdi boşladım, ondandır. :)

Bu arada,bende senin blog'unu görmek isterdim.Varsa tabi... :)