18 Temmuz 2008 Cuma

Bir Köstebek Yuvasıdır Dünya...

Yoruyor artık, yıldırıyor çoğu şey... Herşey gibi.

Önceden severek yaptığım(-ız) çoğu şey, artık sıradan gelmeye başladı. İnsan her zaman bir yenilik arayışı içinde ama bu arayışın göklere çıktığı anlar var. Monotonluğun dibe vurduğu anlarda mesela. Hayatın,şifre kullanılmadan oynanılan bir sims oyununa benzediği zamanlarda...

İşe gidiyorum, orada geçirdiğim 10 saati, verilen araları baz alarak dörde böldüm. Başlangıç-Çay Molası, Çay Molası-Yemek Arası.. Bla bla... Böyle sürüp gider her günüm. Akşamları da bir o kadar sıkıcı. Ama en azından günüm ve gecem hızlı geçiyor. Sayılı gün çabuk geçer hesabı...

Sonra soruyorum kendime; "Ne zaman boşluğa düşer insan, bir şeyler yapamadığı anlarda mı?" Bence, sürekli aynı şeyleri yaptığı zaman boşluğa düşüyor. Koca bir delik var ve içindesin. Her gün, o deliğin içindeki çıkıntıya tutunarak çıkmaya çabalıyor ve düşüyorsun. Bir gün, o çıkıntıyı tutacaksın ama bir süre geçince yıldırıyor yaptıkların seni, mahvediyor ama çaren olmayınca ve dört bir yanında kirli duvarlar varken tek umudun yine o çıkıntı oluyor.

Hayat için zor diyorlar, bunu farkediyorsun. Aslında bir yandan da çok basit. O çıkıntıya tutunduğunda, zorluğu felan kalmıyor. Sonra yine bir deliğe düşüyorsun, yine bir çıkıntı. Hiç bir delik çıkıntısız olmuyor ama olanlarda var. Şanslı olmak zorundasın bir deliğe düşerken, düşmemek gibi bir seçeneğin yok. Elinde sonunda düşeceksin ama düştüğün zamanda şanslı olacaksın.

Dünya bir devin yumruklarıyla oyulmuş, devasa bir köstebek yuvası. Binlerce delikle doldurulmuş toprak parçası. Adım atıyor, düşüyor, sonra tekrar çıkıp, tekrar düşüyorsun. Yürümezsen yaşayamazsın. Sonunda ulacaşacağın bir yerler var elbette. Rahat yaşam adı veriliyor. Aslında 'rahat yaşam' dedikleri, devin yumruklamayı unuttuğu yerler. Oraya geldiğinde, hiç bir yere gidemiyorsun. İstesende, gidecek takatin olmuyor. Daha fazla delikle uğraşmak istemiyorsun.

Geriye bakmaya gerek bile yok. Önüne bakman gerek yoksa deliğe düşersin. Hiç birimiz devin yumruklamadığı yerlerde doğmadık ki! Yani, en azından herkes o kadar şanslı doğmuyor. İleriye baktığımda da, bir sürü delik ve deliklerin kenarından geçebileceğim yollar görüyorum ben. Yürümem gerek. Eğer yürümezsem, dünyanın dönüşü, beni en büyük deliğe düşürecek, gökyüzüne ya da uzaya.

Size bir tavsiye vereyim mi?

Yolculuğa başlamadan önce ayakkabılarınızı iyi seçin. Kolay eskimeyecek ve hepsinden önemlisi yüksek topuklu olsunlar. O zaman işiniz daha da kolaylaşır.

Hiç yorum yok: