
Biliyorum,sizler; en büyüksünüz.Gerçekten..
Mavi boşluğa uzanan o gökdelenler kadar,dünyanın çevresini saran karanlık geceler kadar,Dünyayı aydınlatan güneş kadar,sayfalarca gerçekleri anlatan kitaplar kadar.Herşey sizin elinizde,ipler mesela..
Bir o yana,bir bu yana çektiğiniz ipler.Ben yürürken arada sırada sündürdüğünüz,bazense düşürmek için salıverdiğiniz ipler.Ne kadar basit öyle değil mi? Çek ve bırak..
Kulaklarımı tırmalayan rüzgara bir şeyler fısıldayan,adım attığım toprağı sallayan,damarlarımda akan kanı zehire çevirip hayatımı mahveden.Bazen yolda yürürken ayağımın altına konulan muz kabukları,bazense içtiğim suya karışan uyku hapları...
Evet.. Ben küçüğüm,üstelik Gökdelenleri ayakta tutan çiviler kadar! Karanlık gecelerde gökkubede parlayan yıldızlar kadar! Güneşten yayılan ışık huzmeleri kadar.. Kabul edin,ben ve benim gibiler olmadan.Sizler birer hiçsiniz...
Sanırım sona geldik öyle mi? Güzel...
...
Ne?! Ben!? Ben mi yenileceğim?
Ellerinizi açın bayanlar ve baylar... Görmek istiyorum.
Kızlar.. Ve papazlar.. Aslar! Bu çok iyi...
Bende tam olarak bundan bahsediyordum.Elinizde birden fazla kız,papaz hatta as olabilir.Fakat bende bunların hepsi var.Benim çeşitliliğim,sizin sabitliğinizi gölgeliyor...
Flush Royale..
Ben kazandım.Siz.. Kaybettiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder