6 Nisan 2008 Pazar

Cumartesi

Güzel geçen bir cumartesi akşamı,bir önceki cumartesi kadar harika olmasa da,biraz daha fazla içki ile o günü yakalamaya çalışmak...

Bu saatler,oturup düşünmek ve geçmişi hayal etmek için çoğu kişi yanlış bir an gibi görünse de,insan istediğinde,her an;birşeyleri anlamak için idealmiş,bugün bunu anladım.Geriye dönüp baktığımda,"İşlerin bu kadar hızlı gidemeyeceği" gerçeğini gördüm.Bu hıza ayak uydurmak için geç mi kaldım? Yoksa hayatın başında mıyım bilmiyorum ama bugünden sonra da muhtemelen birşeyler değişmeyecek,ben ya da bu yazıyı okuyan sizler,yarın kalktığınızda çoğu şeyin değişmediğini farkedeceksiniz.

Geçen cumartesi demiştim ya,bazı şeyleri anladığımız o akşam buraya yazamadıklarımı,bu gece buraya yazmayı planlıyorum..

O akşam herşey beklediğimizden de farklı geçti."Sıradan bir gün.." demiştik,akşamda sıradan olacaktı her zaman olduğu gibi...Ve beklediğimiz gibi de oldu.Fakat hayatı sıradan yaşamamıza rağmen,aynı yaşantının içindeki farklılığı sezmek,o güne has birşeydi sanki.O gün konuşulanlar,geçmişin artıkları olan rüyalarla,sözleri tozlanmış şarkılarla ama aynı tadı veren bira ile değişiverdi.

"Hayatta birşeyleri değiştirmek istiyorum.." Demiştim,fakat elimde olanlar bu değişime yetebilecek miydi? Bilmiyordum,bilemezdim."Bugün daha iyi hissetsen de,sabah olduğunda hiçbirşeyin değişmediğini görmek.." Dedi arkadaşım,haklıydı da.O kadar umutlanıp,içindekileri sayıca az ama yeterli sayılan dostlarla paylaştıktan sonra,az miktarda alınan alkolün verdiği mutluluk hissi ile yatağa huzurlu girdikten sonra sabah kalktığında,hayatın aynı olduğunu görmek can yakıcıydı..

Geçmişten de bahsedildi o akşam,her zaman yaptığımızdan farklı bir şekilde bahsedildi hem de,"Hey gidi günler.." diyerek anlatılan hikayeler yerine,"Keşke" lerle başladı sözcükler.. Geçmişte yapmamız gerekipte yapamadıklarımız birinci sırada yer alıyordu.Bende birikenler fazla gibiydi sanki ya da ben başkaları ile kendimi kıyaslamak yerine,kendimi,kendimle kıyaslamıştım..

Geriye dönmenin bir imkanı olup olmamasından bahsetmiyorum bile,herhalde geriye dönüp tekrar yaşasam o günleri,yine aynı şeyleri yapardım.Yine o ağaçtan düşer,yine o haltı yer,yine o sevgilinin kalbini kırardım.Bugün düşündüklerim,o günlerden bana kalanlar ve şimdi doğruya ulaşmamı sağlayan denemelerdi.İçimde biriktirdiğim ve atamayacağım anılardı.Beni bugün 'ben' yapan tüm değerlerdi.Elbette,pişman değilmiş gibi görünsem de,hatalarımı kabullenmek dışında pişman olduğum noktalar olmuştu.Yine de,ne kadar pişman olursam olayım,pişmanlıkların bile yararı olduğunu anladım artık...

Gelecek için kaygılanmak,geçmiş için üzülmek için,ne çok erken,ne de çok geç aslında.Durduğum şu noktada,bir geriye,bir de ileriye baktığım da,hala değişebilecek birşeyler var.Sıradan gibi görünse de,hayata atılan ufak rötuşlar,geleceği nasıl değiştirip,geçmişi nasılda düzeltiyor o gün bunu farkettim.Kader çizgisi her gün yenileniyor.Tablondaki eksikleri doldurman ve resme yeni bir kaç parça eklemen için sana biraz daha boya veriyor..

Bugün ve her gün,aslında herşey için tam zamanı! O gün;bunu anladım...


Dipnot: Bu yazının yazılmasına katkıda bulunan,Efes Pilsen ve Tuborg firmalarına teşekkürler..

Hiç yorum yok: